1811281515çb

aslında sen yoktun

 

bazen,

karanlık çökünce

ve ben bende kaldığımda

                     yani yatağımda yalın başıma,

                sen düşersin aklıma...

düşünürüm de

saklayıp da bana verdiğin

o ilk öpücüğün hiç gelir mi aklına?

yine düşünürüm de,

     düşünür müsün diye?

-hani, buğulu gözlerine vurgundum, derdin ya!

-işte o an durdururdum zamanı gözlerimde.

-hudut boylarına sererdim ruhumu,

                     al götür diye...

-ama sen!

sen bir eşkıya gibi

          ezip geçtin,

          ardına bile bakmadan...

düşündüm de;

kelebeğin ömrü kadar mıydı, mumların ışığı?

oysa;

hâlâ tırnak izlerim

çukur zindanların duvarların da kazılı.

siper etmiştim sinemi,

          avuçlarımda ateşi.

kafa tutuşum vardı rüzgarlara,

          söndürmesinler diye alevi.

düşünürüm de

     düşünür müsün diye?

gözlerin bir başka göze değerken,

tenin dokunurken bir başka bedene…  

düşünürüm de

-bana verdiğin o ilk öpücüğü unuttun mu, diye.

unutmuş olmalısın.

unutmuş olmalısın

yoksa

çelişkilerle dolu ruhun isyan etmeliydi.

ya da

yalancısın!

bana değil, ruhuna anlatmalısın.

ve körsün!

gözlerimde durdurduğum zamana,

                anılara âmâsın.

sen karanlıkları seçerken

ben ışıkları biriktirirdim

     yüreğimde...

düşünürüm de

     düşündüm mü diye?

evet! düşündüm…

     aslında sen hiç yoksun.  

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı.

Yorum Yaz


En fazla 500 karakter. 500 karakter kaldı.