“ Yeryüzünde kanunlar, ananeler yoluyla meydana getirilen suni cehennemler, Allah vergisi kadere uğursuz insanların elinin karıştığı cemiyetler bulundukça; asrımızın başlıca üç meselesi;

  1. Erkeğin yoksulluk yüzünden alçalması,
  2. Kadının açlık yüzünden düşmesi,
  3. Çocuğun okumamışlık yüzünden kabiliyetlerinin mahvolması” dır.

Bu sözler; 1840 ‘ın ilk aylarında yazılmaya başlanan ve on yıl devam eden, ancak 1862 ‘de tamamlanan dünya klasiği “Sefiller” ‘in yazarı Victor Hugo ‘ya aittir.

Yıl 1840 Fransa.Yani 19.yy (yüzyıl).Yıl 2001 Türkiye.Aradan 161 yıl geçmiş.Kısaca bir buçuk asırdan fazla.161 yıl sonrasına taşınan bu meseleler; yiten değerlerin, bireysel çıkarlara uydurulan doğruların ve değiştirilen tanımların kaçınılmaz portresidir.Sanki, “Batı cephesinde değişen bir yok” der gibi.

Değişmeyen bir şey daha var ki; “Sebepler her zaman aynı sonuçları doğurur.” Sadece yer, zaman ve kişiler değişir.Ancak olaylar ve sonuçlar aynıdır.Tarih kitaplarında yerini alan devletler gibi.

Oysa; şöyle bir baktığımızda sonuçlara sebep olanlar, sebeplere de çözümdürler.Tek bir şartla mümkündür.Bu da yalnız ve yalnız; bizlere bahşedilen muhteşem evrene ve insanlığımıza sahip çıkmaktır.Teoride kalmadan hayatı algılayıp yaşamaktır.Yeter ki dinleyelim, yeter ki düşünelim, yeter ki okuyup araştıralım ve yeter ki tekerrür etmemesi için yaşananlardan ders alalım.Aklı olan tek canlı olduğumuzdan; yeter ki bu muhteşem beyni amaca hizmet için kullanalım.

Hani bir söz vardır “İyilikten maraz doğar”.İnanmıyorum ve inanmak istemiyorum.İyilikten sadece ve sadece iyilikler ve güzellikler.Eğer iyilikten maraz doğsa idi; bu kadar marazlardan ve aradan geçen 161yıl sonrasında iyilikler doğmalıydı.

Aradan geçen 161 yıl.Gördüğü iki asırda çözümlenemeyip yaşadığımız 21. asrın şu günlerine taşınmış insanlık meseleleri.Ne kadar da komik.Bu ne kadar acizliktir ki; kendi türü olan canlılarla ortak paydası olan “insanlık” ta birleşerek, “sorumsuzluklardan doğan sorunlardan ziyade zorunlu insanlığımızdan doğacak mutlulukları” yaşayamıyoruz.Oysa çözümü bulmak için bir emek bile sarf etmeye gerek yok.Bahşedilen muhteşem canlı kimliğimizde çözümleri olduğu gibi, böyle sorunları yaşamamak için de seçim hakkımızın olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız.Yeter ki tercihlerimizi insanlık faydasına kullanabilelim.

 

     “Açlığın dili,

     Yoksulluğun vatanı,

     Ezilmişliğin rengi,

     Görmenin mantığı,

     Sevginin anı,

     Ve ölümün zamanı

     Olmaz.”

         ...derim.

İnsanlığa inanan ve insanca yaşayan insanlara saygılarımla.

 

010119’C

Cemal Nalcı

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı.

Yorum Yaz


En fazla 500 karakter. 500 karakter kaldı.