ölüm ötesi

bir yol ki, ölüm ötesi 1701312000 cemalnalcı bir yol ki uçsuz bucaksız, korku sarmış her bir yanı. dokumuş kilim tezgahlarında ilmek ilmek ölümü. vazgeçmek! belki de ölümün ötesi. bir yol ki      karanlık, aydınlığa secdeli.   direnişti umuda tutunan ya da umuttur direnişe tutkulu olan. tutku; ölümüne idi yoksa ötesi miydi,  ölümün? umut; ölesi idi, tutku ötesi idi. bir zamanlar, öteyi beriye getirmek istediğim zamanla...


o gece

o gece - 1702251653ct cemalnalcı gün batımıydı     boğazın hisar üstünde. şirin bir tepesinden seyre doyamadığım                   kızıl gün batımıydı. o gece, bir mayi ruhun sessiz haykırışları  kulaklarımda. bir de yıldızlarla bütünleşen                 gamzelerin aklımda.   şairin dediği gibi,      tepeden bakıyordum İstanbul’a,                          ben ise sana. uzun kaçamaklarla bakıyordum, gözlerin değmiyordu aklıma.          aslınd...


aslında sen yoksun

1811281515çb aslında sen yoktun   bazen, karanlık çökünce ve ben bende kaldığımda                      yani yatağımda yalın başıma,                 sen düşersin aklıma... düşünürüm de saklayıp da bana verdiğin o ilk öpücüğün hiç gelir mi aklına? yine düşünürüm de,      düşünür müsün diye? -hani, buğulu gözlerine vurgundum, derdin ya! -işte o an durdururdum zamanı gözlerimde. -hudut boylarına sererdim ruhumu,                      al götür diye......


bir yol ki ölüm ötesi

bir yol ki, ölüm ötesi 1701312000 cemalnalcı     bir yol ki; uçsuz bucaksız, korku sarmış her bir yanı. dokumuş kilim tezgahlarında ilmek ilmek ölümü. vazgeçmek! belki de ölümün ötesi. bir yol ki;      karanlık, aydınlığa secdeli,      direnişti umuda tutunan      ya da umuttur direnişe tutkulu olan. tutku; ölümüne idi yoksa ötesi mi,  ölümün? umut; ölesi idi, tutku ötesi idi. bir zamanlar, öteyi beriye getirm...


göçmen kuşları

göçmen kuşları   0402171717s       sana yolladım sana! isimsiz ve adressiz. belki bir postacı olmayacak, belki de bir şekerci çocuk kapına tıklayacak,     ürkek adımlarla kaçar gibi… sen, yüreğini yaslarsan yüreğine ve gözlerini bırakırsan gözlerine, kurumamıştır mürekkebi satırlarımın, görürsün yeşil gözlerinde. bense, hallaçlarım sonbaharın hazan yapraklarını, asarım umutlarımı göçmen kuşlarının kanatlarına… ansızın belirirse bir çocuk kapında, ü...


komuşuz işte

komuşuz işte 1101192209cb / nurceyn   şu ahşap kulübe de ben bir başıma, ateş ve şarap kendi başına... komuşuz işte! taşımışsak dimdik omuzlarımızda şimdi de komuşuz kellemizi masaya... alabilirsen al …da satılık değil... ya bir memleket meselesi olmalı ya da azrail almalı... dedik ya! komuşuz işte, şarabı masaya.